Yıllık Ücretli İzin Alacağında Zaman Aşımı Süresi 5 Yıl mı 10 Yıl mıdır?
İşçilerin yıllık ücretli izin haklarının düzenlendiği 4857 s. İş Kanunu’nun 53.maddesinde “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.” Hükmü yer almakta yine maddenin devamında “ İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
- a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
- b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
- c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden, az olamaz. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/5 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır. işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.” Denilerek izin verilecek süreler de kanunda belirlenmiş olmaktadır.
Devam eden hükümlerde, Kanunun 57.maddesinde “işveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.” Denilmekte ve sözleşmenin sona ermesi halindeki izin ücretini düzenleyen 59. Maddesinde “ İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.” Hükmü bulunmaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler kapsamında; iş sözleşmesi herhangi bir nedenle sona eren işçinin çalışma süresi içinde hak edip de kullanmadığı yıllık izin ücreti alacağı işçi tarafından ne zamana kadar işverenden istenebilecektir? Bu istem konusundaki zaman aşımı süresi ne kadardır? İş aktinin feshi tarihinden ileriye doğru beş yıl mıdır? On yıl mıdır?
İş aktinin devam ettiği süre içinde izinlerini yasa gereği kullanmamış ya da kullanıp da ücretini alamamış olan işçilerin iş aktinin feshiyle birlikte muaccel hale gelen bu alacaklarının tahsilinin isteminde uygulanacak zamanaşımı süresi, Tük Borçlar Kanunu’na bakarak belirlenmektedir.
Yürürlükten kaldırılmış olan 818. Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine göre; Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her alacak on senelik zamanaşımı süresine tabi olup 126/3.maddesinde de işçilerin ücretleri hakkındaki davaların beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştü.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça her alacağın 10 yıllık zamanaşımına uğrayacağı ve ayrıca 147.maddesinde Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimlerin beş yıllık zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir
Görüldüğü üzere; eski Türk Borçlar Kanununda dönemsel olup olmadığına bakılmaksızın işçi ücretlerinin 5 yıllık zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiş olması karşısında yeni TBK’ da dönemsel niteliği olan ücretlerin yani örneğin maaş alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
Yıllık ücretli izin alacağının dönemsel bir alacak olarak kabul edilip edilemeyeceği, dönemsel kabul edilmediği takdirde bu alacağa uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmıştır.
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 31.05.2016 tarih ve 2016/9306 E ve 2016/12844 K sayılı kararında bu konunun tartışıldığını görmekteyiz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ nin 2016/9306 E. , 2016/12844 K. Tarihli "İçtihat Metni"
DAVA :Taraflar arasındaki, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31/05/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dairemizin yerleşik uygulamasına göre Eski Borçlar Kanunu’ nun yürürlükte olduğu dönemde doğan kıdem ve ihbar tazminatları 10 yıllık, yıllık ücretli izin alacağı ise 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, 6098 Sayılı TBK. nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden sonra doğan kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret benzeri dönemsel edim niteliğinde olmayan yıllık ücretli izin alacağı 10 yıllık zaman aşımına tabidir.
Somut uyuşmazlıkta davaya konu yıllık ücretli izin alacağı Eski Borçlar Kanunu’ nun yürürlükte olduğu dönemde doğduğundan 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, iş akdinin fesih tarihi 12.04.2011 olup, 5 yıllık süre 12.04.2016 tarihinde dolacağından ve 05.02.2015 tarihinde yapılan icra takibi zamanaşımını kestiğinden yıllık ücretli izin alacağı talebinin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla, Mahkemenin talep edilen alacakların yıllık ücretli izni kapsar şekilde 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu gerekçesi sonuca etkili görülmemiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3-Davacının icra takibinde işleyecek faiz oranı açısından kendisini % 9 ile sınırladığı gözetilerek işleyecek faiz belirlenirken bu hususun kararda belirtilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının ilk beş paragrafının çıkartılarak, yerlerine;
“ Davanın KABULÜ ile, Davalının 14.İcra Müdürlüğü'nün 2015/2905 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline,
Takibin 17.719,18 TL net kıdem tazminatı alacağının takip tarihi olan 05/02/2015 tarihinden itibaren % 9 oranını geçmemek kaydı ile işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte,
3.559,27 TL net ihbar tazminatının takip tarihi olan 05/02/2015 tarihinden itibaren %9 oranını geçmemek kaydı ile işleyecek yasal faizi ile birlikte,
1.738,10 TL net yıllık izin ücretinin takip tarihi olan 05/02/2015 tarihinden itibaren %9 oranını geçmemek kaydı ile işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, "paragraflarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.350.00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” Şeklinde olduğu görülmektedir.
Yargıtay kararında da açıklandığı üzere bu tür alacakların yargılamasında temyiz merci olan Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre “Eski Borçlar Kanunu’ nun yürürlükte olduğu dönemde doğan kıdem ve ihbar tazminatları 10 yıllık, yıllık ücretli izin alacağı ise 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, 6098 Sayılı TBK. nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden sonra doğan kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret benzeri dönemsel edim niteliğinde olmayan yıllık ücretli izin alacağı 10 yıllık zaman aşımına tabidir.” Denilerek, netice olarak 01 Temmuz 2012 tarihinden sonra doğan yıllık ücretli izin alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin on yıl, 01 Temmuz 2012 tarihinden önce doğan izin alacakları için uygulanacak zamanaşımı süresi ise beş yıl olduğunun kabulü mümkündür.
Saygılarımızla,
Moğulkoç Hukuk Avukatlık- Arabuluculuk ve Hukuki Danışmanlık
Yorum Gönder