Sosyal Güvenlik Sözleşmesi Bulunmayan Ülkelerde Çalışan Vatandaşlarımızın Sigortalılıkları
Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmamış Ülkelerde Çalıştırılan İşçilerin Sigortalılığı :
Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmış Ülkeler
ÜLKE ADI |
İMZA TARİHİ |
YÜRÜRLÜK TARİHİ |
KAPSAMI (SİGORTA KOLU) |
|
UZUN VADE |
KISA VADE |
|||
01. İNGİLTERE |
09.09.1959 |
01.06.1961 |
Evet |
- |
02. ALMANYA |
30.04.1964 |
01.11.1965 |
Evet |
Evet |
03. HOLLANDA |
05.04.1966 |
01.02.1968 |
Evet |
Evet |
04. BELÇİKA |
04.07.1966 |
01.05.1968 |
Evet |
Evet |
05. AVUSTURYA |
12.10.1966 |
01.10.1969 |
Evet |
Evet |
06. İSVİÇRE |
01.05.1969 |
01.01.1972 |
Evet |
- |
07. FRANSA |
20.01.1972 |
01.08.1973 |
Evet |
Evet |
08. DANİMARKA |
22.01.1976 |
01.02.1978 |
Evet |
- |
09. İSVEÇ |
30.06.1978 |
01.05.1981 |
Evet |
- |
10. NORVEÇ |
20.07.1978 |
01.06.1981 |
Evet |
- |
11. LİBYA |
13.09.1984 |
01.09.1985 |
Evet |
- |
12. K.K.T.C |
09.03.1987 |
01.12.1988 |
Evet |
Evet |
13. MAKEDONYA |
06.07.1998 |
01.07.2000 |
Evet |
Evet |
14. AZERBAYCAN |
17.07.1998 |
09.08.2001 |
Evet |
Evet |
15. ROMANYA |
06.07.1999 |
01.03.2003 |
Evet |
Evet |
16. GÜRCİSTAN |
11.12.1998 |
20.11.2003 |
Evet |
- |
17.BOSNA-HERSEK |
27.05.2003 |
01.09.2004 |
Evet |
Evet |
18. KANADA |
19.06.1998 |
01.01.2005 |
Evet |
- |
19. KEBEK |
15.10.1998 |
01.01.2005 |
Evet |
- |
20.ÇEKCUMHURİYETİ |
28.06.2001 |
01.01.2005 |
Evet |
Evet |
21. ARNAVUTLUK |
15.07.1998 |
01.02.2005 |
Evet |
Evet |
22. LÜKSEMBURG |
08.12.2004 |
01.06.2006 |
Evet |
Evet |
23. HIRVATİSTAN |
12.06.2006 |
01.06.2012 |
Evet |
Evet |
24. SLOVAKYA |
25.01.2007 |
01.07.2013 |
Evet |
Hayır |
25. SIRBİSTAN |
26.10.2009 |
01.12.2013 |
Evet |
Evet |
26. İTALYA |
08.05.2012 |
01.08.2015 |
Evet |
Evet |
27. KORE |
01.08.2012 |
01.06.2015 |
Evet |
Hayır |
28. KARADAĞ |
15.03.2012 |
01.12.2015 |
Evet |
Evet |
Çalışmanın kapsamı SGS İmzalanmamış Ülkelerde Çalışanların Yurt Dışında Çalışmalarıyla İlgili Konuların Belirlenmesidir.
Sosyal Güvenlik Açısından;
Yurt dışında iş üstlenen işverenlerce götürülen Türk işçilerinden;
- Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkeye gidenlerin sosyal güvenlik hakları ikili akitler ile belirlenmektedir.
- Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelere gidenlerin sosyal güvenlik hakları ise; 5510 sayılı Kanunun 5.maddesinin “g” bendi kapsamında düzenlenmektedir. Anılan Kanun hükmüne göre;
“Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”
Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde Türk işverenler tarafından çalıştırılan Türk işçilerinin sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmayan bir ülkede çalıştırılması halinde işçilerin sosyal güvenceden yoksun kalmaları sonucunu doğurmaktadır.
Firmalar, Anlaşmada belirtilen genel kontenjandan kendilerine tahsis yapılması amacıyla, Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR) Genel Müdürlüğünce hazırlanan başvuru formunu doldurarak ve istenilen belgeleri de bu forma ekleyerek Türkiye İş Kurumu’na başvururlar.
İş-Kur tarafından hazırlanan, işçi ve işverenin karşılıklı hak ve sorumluluklarının belirlendiği “Bireysel Tip İş Sözleşmesi” Türkiye İş Kurumu nezdinde işçi ve işveren veya vekiline imzalatılmaktadır.
Yabancı bir ülkede Türk işçisi çalıştırmak isteyen firmaların işçi teminine veya yurtdışında işçi olarak çalışmak isteyenlerin yurtdışına gönderilmesine aracılık etme konusunda, Kurum ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu gereğince Kurum tarafından iş ve işçi bulmaya aracılık izni verilen özel istihdam büroları yetkilidir.
Firmalar; yurt dışında kendi iş ve faaliyetlerinde çalıştıracağı işçileri Kurum kayıtlarından veya tarafından iş ve işçi bulmaya aracılık izni verilen özel istihdam büroları aracılığı ile temin edebilecekleri gibi, kendileri tarafından temin edilen işçileri gerekli belgelerle birlikte hizmet akdini İş-Kur’a onaylatmak kaydıyla yurtdışına götürebilirler.
Yurtdışında İşe Yerleştirme Hizmetine Dair Yönetmeliğin 5. Maddesine göre; yurtdışındaki işlerinde işçi çalıştıracak firmalarca;
- a) Türk firmaları için ticaret sicil gazetesi örneği, yabancı uyruklu firmalar için kuruluşuna dair belgenin dış temsilciliklerimizce onaylı örneği veya yeminli tercüme bürolarınca yapılmış Türkçe çevirisi,
- b) Taahhüt işleri için işin alındığı ülkedeki dış temsilciliğimizce ya da ülkemizdeki yetkili Kamu Kurumundan alınacak yazı veya İş Alındı Belgesi; taahhüt işleri dışındaki işler için işyerinde çalıştırılacak işçi sayısını belirten dış temsilciliğimizden alınacak yazı veya Uygun Görüş Belgesi,
- c) Bayındırlık ve İskan Bakanlığından alınan Yurt Dışı Müteahhitlik Belgesi veya Yurt Dışı Geçici Müteahhitlik Belgesi,
ç) Türk firmaları için Türkiye’de yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri gereğince işçilerin sosyal güvenliğini sağladığına ilişkin belge,
- d) Firma yetkililerinin noterce onaylanmış imza sirküleri, işlemlerin vekil aracılığıyla yapılacağı hallerde vekaletname veya yetki belgesinin aslı ya da aslı görüldükten sonra Kurum tarafından onaylanacak örneği, Türkiye İş Kurumu’nun taşra teşkilatı birimlerine ibraz edilir.
Yurtdışında çalışan Türk işçiler için prim indirimi teşvik uygulaması haklarında uzun vadeli sigorta kollarından prim ödenmediğin genel sağlık sigortası primi üzerinden uygulanmaktadır. (5510 md.81 ı yerine i hükmü)
Mülga 506 sayılı Kanunda Sosyal Güvenlik Sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde Türk işverenler tarafından istihdam edilen Türk işçilerinin sosyal güvenlikleri, mülga 506 Sayılı Kanun'un 86'ncı maddesi uyarınca Topluluk Sigortası ile sağlanmaktaydı. 5510 sayılı Kanunun ilk halinde ise, yurtdışında Türk işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin tüm sigorta kollarına tabi sigortalı olarak çalıştırılması öngörülmekteydi.
Ancak 5510 sayılı kanunda yer alan bu hükmün uygulamasından daha başlamadan vazgeçildi.
( 5510 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçilerinden, 2008 yılı Ekim ayı başından önce 506 sayılı Kanunun mülga 86 ncı maddesine göre sadece malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi topluluk sigortasına devam edenler, Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendi kapsamında sigortalılıkları 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren üç ay içerisinde işverenlerince sağlanacağı, ancak, 01/10/2008 tarihinden önce yurtdışında çalışması nedeniyle isteğe bağlı sigortalı olanlarla bu tarihten sonra yurtdışına götürülecek işçilerden isteğe bağlı sigortaya devam etmek isteyenlerin sigortalılık işlemleri 08/01/2009 tarihli ve 2009-5 sayılı Genelgede talimatlandırılan hususlar doğrultusunda işverenlerce yürütüleceği belirtilmiştir.)
Yurtdışına sigortalı götürecek işverene ait işyeri, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulu ve tescilli olmalıdır.
Yabancı ülke mevzuatına göre kurulan firmalarca yurtdışında gerçekleştirilen işlerde çalıştırılan Türk vatandaşları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.
İşverenler, yurt dışında yapacakları işi, yeni tescil edecekleri işyeri dosyasından bildirilecek sigortalılarca gerçekleştireceklerse; işletme merkezlerinin bağlı olduğu üniteye işyeri dosyası tescil ettirerek, sosyal sigorta yükümlülüklerini bu dosyadan yerine getirirler. (İşyerinin merkez adresinin bağlı olduğu merkez müdürlüğüne faaliyet konusuna uygun bir dosya açılması gerekmektedir.)
İşyeri bildirgesi ekine, SSİY’nin 29. maddesinde sayılan belgelerden ayrı olarak işin alındığını belgeleyen sözleşme örneği ile ilgili ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Dış Temsilciliği yazısı veya Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenecek belge eklenir. Aynı ülkede kısa vadeli sigorta kolu prim oranı aynı olan başka bir iş üstlenilmesi halinde, bu işyerinde çalışan sigortalılarla ilgili sosyal sigorta yükümlülükleri de, daha önce tescil edilmiş olan işyeri dosyası üzerinden yerine getirilebilir.
5510 sayılı Kanunun 5/g. maddesinde 5754 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle;
“Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50. maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanlardan Türkiye’de ikamet şartı aranmamaktadır.
5754 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır.
(İşverenler, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere götürdükleri Türk işçileri için işyerinin tehlike derecesine göre % 1 ila 6,5 arasında kısa vadeli sigorta kolları primi ile % 5’i sigortalı, % 7,5’i de işveren hissesi olmak üzere %12,5 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir.) Ancak bu uygulama değiştirilmiştir. 5510.md.81 “… c) (Değişik: 10/1/2013-6385/9 md.) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5 oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir…”
5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendi kapsamında sigortalı olanlardan aynı zamanda isteğe bağlı sigortaya devam edenlerin yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesi halinde isteğe bağlı sigortalılıkları da aynı tarih itibariyle sona erdirilecektir. Bunlardan isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin yeniden talepte bulunmaları gerekmektedir.
Bu düzenlemeye göre; Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamayan ülkelerde Türk işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında emeklilik primi olan uzun vadeli sigorta kolu primleri alınmayacağı, sadece kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacağı isteyen işçilerin kendi primlerini isteğe bağlı sigorta ile ödeyebilmeleri sağlanmıştır ( Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamayan ülkelerde Türk işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında emeklilik primi olan uzun vadeli sigorta kolu primleri alınmayacak, sadece kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacak.)
Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmayacaktır.
Örneğin, asgari ücret üzerinden isteğe bağlı sigorta primi ödeyeceklerden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri yatıracak kişilerden aylık 1.777,50 tl * %20= 355,50.-TL isteğe bağlı sigorta primi alınacaktır.
ÖDENECEK PRİMLERDE ÜST SINIR VARDIR;
Sosyal Güvenlik Sözleşmesi imzalanmamış ülkelere götürülen Türk işçilerin prime esas kazançlarına 6552 sayılı Yasa ile 5510 sayılı Kanunun 82.maddesinde gidilen değişiklik ile günlük kazanç tutarları belirlenirken; “Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise 16 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 6,5 katı, ancak sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır.” hükmü gereği sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelere götürülen Türk işçilerin aylık prime esas kazancı belirlenirken üst sınır olarak sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 3 katı olarak belirtilmiştir.
(Sigorta tavanına ilişkin uygulama 16/11/2016 tarihli ve 6761 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, bu
fıkrada yer alan “6,5” ibaresi 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere “7,5” şeklinde değiştirilmiştir.)
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : 24010506/031/90 Tarih: 31 /1/2017
Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar
GENELGE 2017-5
1.5- Sosyal Güvenlik Sözleşmesi Olmayan Ülkelerde İş Üstlenen İşverenlerce Yurt Dışındaki İşyerlerinde Çalıştırılmak Üzere Götürülen Sigortalılar için;
5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince sigorta primine esas kazanç üst sınırı sosyal güvenlik sözleşmesi olamayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler için 3 katı olup söz konusu hüküm gereğince sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların;
1/1/2017 ila 31/12/2017 tarihleri arasında;
Günlük kazanç alt sınırı : 59,25 TL
Aylık kazanç alt sınırı : 1.777,50 TL Günlük kazanç üst sınırı : 177,75 TL
Aylık kazanç üst sınırı : 5.332,50 TL olarak uygulanacaktır.
İŞ KAZALARI İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜK:
Yabancı ülkelerde meydana gelen iş kazasının, üç iş günlük bildirim süresi içinde, meslek hastalığı ve vazife malûllüğü olayları için ise Kanunda belirtilen haber verme süresi olayın meydana geldiği,
- İş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi hâlinde, üç iş günlük bildirim süresi iş kazasının öğrenildiği,
- Kurumca kabul edilebilir belgelenmiş bir mazeretin olması şartıyla bildirim süresi mazeretin ortadan kalktığı, tarihten itibaren başlar. (SSİY md. 90)
5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesi (g) bendi kapsamındaki sigortalılara ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki tedavileri sonucu verilen istirahat raporlarının ilgili ülke mevzuatına uygun olduğunun ülkemiz dış temsilciliklerince onanması hâlinde, SGK tarafından yetkilendirilen hekim ve sağlık kurullarının ayrıca onayı aranmaz.
İşveren, geçici veya sürekli görevle yurt dışında görevlendirdiği ya da yurtdışına götürdüğü sigortalının, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hâllerinde, SGK tarafından işe el konuluncaya kadar, Kanuna göre hak kazandığı geçici iş göremezlik ödeneğini ödemekle yükümlüdür.
Bu yükümlülüğün yerine getirilmesindeki gecikmeden dolayı işveren, gerek Kurumun gerekse sigortalının uğrayacağı her türlü zarardan sorumludur.
SGK, Kanuna uygun olarak yapılan ve belgelere dayanan geçici iş göremezlik ödenekleri tutarını işverene öder. (SSİY md. 89)
Sonuç olarak; Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamayan ülkelerde Türk işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında emeklilik primi olan uzun vadeli sigorta kolu primleri alınmayacak, sadece kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacak, isteyen işçiler kendi primlerini isteğe bağlı sigorta ile ödeyebileceklerdir.
Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmayacaktır.
Örneğin, asgari ücret üzerinden isteğe bağlı sigorta primi ödeyeceklerden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri yatıracak kişilerden aylık 1.777,50tl * %20= 355,50.-TL isteğe bağlı sigorta primi alınacaktır.
Yurtdışında çalışan Türk işçiler için beş puanlık prim indirimi teşvikinden yararlanılması mümkün değildir.
EMEKLİLİK HAKLARI BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME ;
Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Anılan sigorta kolları bakımından sigortalı, geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği gibi haklardan faydalanabilmektedir.
Anılan sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır.
Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz. Bu kapsamda yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.
6111 SAYILI TORBA YASA İLE SGS OLMAYAN ÜLKELERDE ÇALIŞAN TÜRK İŞÇİLERİN KAZANIMLARI :
5510 sayılı SS ve GSSK göre 5. Maddesinde Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Kolları bakımından (g) bendinde belirtilmiştir. “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır.
Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.(Ek cümle: 13/2/2011-6111/24 md.) Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.”
6111 sayılı yasada yapılan düzenleme ile isteğe bağlı olarak ödenen primler 4-1(a) kapsamında değerlendirilecektir.
5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri ;
1.)Kısa Vadeli Sigorta Kolları ile Genel Sağlık Sigortası hükümleri yönünden 01.10.2008 tarihinden itibaren 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı olarak sayılmaktadırlar.
2.)01.10.2008 tarihinden itibaren Uzun Vadeli Sigorta Kollarına tabi olmak istemeleri halinde İsteğe Bağlı Sigortalı olmalarına imkan sağlanmış olup, İsteğe Bağlı Sigortalılık Statüsü 4-1 (b) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilmiştir.
6111 Sayılı Yasanın getirdiği düzenlemede; bu Yasanın 6111 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değiştirilen Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca isteğe bağlı sigortalılık statüsü 01.10.2008 tarihinden itibaren 4-1 (a) bendi olarak belirlenmiştir.
01.10.2008-25.02.2011 tarihleri arasında isteğe bağlı sigorta tabi ödemelerinden dolayı Kanunun değişmeden önceki halinde sigortalılık statüleri4-1 (b) bendi kapsamında değerlendirilen hizmetler ,01.10.2008-25.02.2011 tarihlerini de kapsayarak 4-1 (a) bendi kapsamına dönüştürülecektir.
Sigortalılar Borçlanma Yapmak İstediklerinde;
Sigortalıların bu sürelere ilişkin bildirilen hizmetleri ile borçlanmalardaki sigortalılık statüleri de yeni durumlarına göre değerlendirilecektir. Borçlanma statüleri de 4-1(a) olarak değerlendirilecektir.
Örneğin: 23.02.2009 tarihi itibariyle 5. maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında çalışmaya başlayan sigortalı 24.02.2009 tarihinde isteğe bağlı sigortalı olmak için müracaat etmiş olup sigortalılığı 25.02.2009 tarihi ile başlatılmış, 08.08.2010 tarihinde de askerlik borçlanması yapmıştır. Sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığı ve bu statüdeki askerlik borçlanması 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında isteğe bağlı sigortalılık ve borçlanma olarak dikkate alınacaktır.
Bildirim Şekli :
Türk İşverenler Tarafından Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmamış Ülkelere Götürülerek Çalıştırılan Türk İşçileri için 5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine tabi sigortalıların Kısa Vadeli ve Genel Sağlık Sigortası hizmetlerinin bildirimi işverenleri tarafından 21 numara belge türü ile SGK'na bildirilecekler.
İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin talepleri önceden olduğu gibi İsteğe Bağlı Sigorta Giriş Bildirgesi ve Bu sigortalıların Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmamış Ülkeye Türk İşverenlerince götürüldüğüne ilişkin belge ile Sigortalılar ya da İşverenler tarafından İşyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat ederek yapılmaya devam edilecektir.
İsteğe bağlı sigorta primi % 20 oranında tahsil edilecektir.
İsteğe Bağlı Sigortalılığın Sona Ermesi :
5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında sigortalı olanlardan aynı zamanda isteğe bağlı sigortaya devam edenlerin 4-1 (a) bendine tabi sigortalılıkları yurtdışındaki çalışmalarının bittiği tarih itibariyle sona erdirilecektir.
5. Maddenin birinci fıkrasının (g) bendi ile 4-1 (b) bendine Tabi Sigortalılık Statülerinin Çakışması:
6111 sayılı Kanunun 24. maddesiyle Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine “Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır” cümlesi eklenmiştir. Söz konusu hüküm uyarınca bu kapsamda sigortalı sayılanların isteğe bağlı olarak ödenen primleri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sayılacak ancak, bu şekilde prim ödeyen sigortalıların 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlamaları halinde 5. maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılıkları ile isteğe bağlı sigortalılıkları sona erdirilecektir.
YARGITAY KARARI :
21.HD, 28.01.2013 tarih, 10502/1274 E.K.
Dava, davacının, davalı K. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.ne ait Rusya Federasyonu Hantı-Mansiysk Otonom Bölgesi’nde bulunan işyerinde 23.10.2007 tarihinde işçi olarak çalışmakta iken geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı ile davalı şirket arasında 19.09.2007 tarihinde belirsiz süreli yurtdışı hizmet sözleşmesi imzalandığı, sıvacı olarak işe alınan davacının davalı şirkete ait olan ve Rusya Federasyonu Hantı-Mansiysk Otonom Bölgesi’nde bulunan işyerinde duvar örme işinde çalışmakta iken 23.10.2007 tarihinde üzerine bastığı kontrplağın kırılması nedeniyle 3. kattan aşağıya düştüğü, kolunu, bacağını ve omzunu kırdığı, davacının davalı işveren aleyhine maddî tazminat davası açtığı, bu davanın yargılaması sırasında Kurumdan davaya konu iş kazası ile ilgili belgelerin istenildiği, Kurum tarafından verilen cevapta kayıtlarında iş kazası ile ilgili her hangi bir müracaata rastlanmadığından yapılmış bir işlem bulunmadığının, müracaatın sağlanması hâlinde gerekli işlemlerin yapılacağının bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafça Kuruma gerekli müracaatın yapıldığı, Kurum tarafından bu kez verilen cevapta; 506 sayılı Yasanın 2. maddesine göre sigortalı durumda bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca onaylanan genel şartlarca sigortalının birine veya bir kaçına veya hepsine toplu olarak tâbi tutulmaları için davalı işveren arasında 03.04.2002 tarihinde yapılan sözleşme gereği yaşlılık malullük sigorta kolları seçilerek anlaşma yapıldığının ve davacı çalışanın davalı işyerinde geçirmiş olduğu iş kazası ile ilgili kısa vadeli sigorta kollarına tâbi olarak prim yatırılmadığından iş kazası soruşturması hakkında her hangi bir işlemin yapılmayacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 11. maddesinde iş kazasının tanımı yapılmış, devamı maddelerinde sağlanan yardımlar ve işverenin yükümü düzenlenmiştir. Bir olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın nihayetinde 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması sonucu doğabileceği gibi, diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da iş kazası ise Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir. Bunun yanı sıra kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa, Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk millî sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir. Başka bir anlatımla 506 sayılı Yasanın uygulama alanı devletin hükümranlık sahası ile sınırlı olup ülke sınırları dışında uygulanamaz. 506 sayılı Yasanın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi, işçinin önceden sigortalısı olduğu işveren tarafından geçici bir görev ile yurtdışındaki işyerine götürülmesi veya Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortalan bulunması hâlinde mümkün olabilir.
Topluluk sigortası 506 sayılı Yasanın 86. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Kurum, 2. ve 3. maddelere göre sigortalı durumunda bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca onanacak genel şartlarla (iş kazaları ile meslek hastalıkları), (hastalık), (analık), (malullük, yaşlılık ve ölüm) sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tâbi tutulmaları için, işverenlerle veya dernek, birlik, sendika ve başka teşekküllerle sözleşmeler yapabilir (Ek fıkra: 29.07.2003 – 4958 sk.40. md). Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, bu Kanunun 78. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında olmak şartıyla kendilerinin belirleyeceği miktarın %30’udur. Ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmeyen primler için bu tarihten başlanarak 80 inci madde hükmüne göre gecikme zammı uygulanır(Ek fıkra: 29.07.2003 – 4958 sk. 40. md). Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerin yurt dışındaki iş yerlerinde çalışmak üzere giden Türk işçilerine istekleri hâlinde 85 inci madde hükümleri uygulanır. Anılan Yasanın 7. maddesinde ise İşveren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigortalıların bu Kanunda yazılı hak ve yükümlerinin bu görevi yaptıkları sürece de devam edeceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacının davalı işverene ait Rusya Federasyonu Hantı-Mansiysk Otonom Bölgesi’nde bulunan işyerinde çalışırken kaza geçirdiği, davalı işveren ile Kurum arasında malullük ve yaşlılık kollarında topluluk sigortası sözleşmesinin yapıldığı, ancak iş kazaları ve meslek hastalıkları sigorta koluna tâbi topluluk sigortasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı şirket tarafından geçici görevle Rusya Federasyonu Hantı-Mansiysk Otonom Bölgesi’ne gönderildiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gibi, olayın geçtiği Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’nu yükümlülükler altına sokan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi de mevcut değildir. Davalı işveren ile Kurum arasında kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortası bulunmadığından olay davalı Kurum yönünden 506 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca bir iş kazası olmayıp, Kurum hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddî ve hukukî olgular gözetilmeden dava konusu olayın Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden de iş kazası sayılması sonucunu doğuracak biçimde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…”
YARGITAY KARARI
Davacı, tahsis işleminin iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin iptalini, yurtdışı hizmetlerini borçlanma hakkı bulunduğunun ve iptal konusu olan hizmet belgelerinin usulsüz olmadıklarının tespitini, yaşlılık aylığı bağlanmasını ve ödenmeyen aylıklarının faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
12.05.2010-21.05.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında 10 gün sigortalılığı bulunan davacının, 02.06.2010 günlü borçlanma başvurusu ve 07.07.2010 günlü ödemeyle Lübnan'da geçen 24.04.1986-24.04.2001 tarihleri arasındaki 5401 gün yurtdışı süresini 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde borçlandığı, davacının 07.06.2010 tarihli tahsis başvurusunun Kurumca, Lübnan’daki çalışmalara ilişkin belgelerin geçersiz sayılarak reddedildiği anlaşılmaktadır.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve Mahkemenin, davacının yurtdışı hizmetlerini borçlanma hakkı bulunduğuna ve iptal konusu olan hizmet belgelerinin usulsüz olmadıklarına ilişkin kabulünün yerinde olmasına göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Mahkemece, davacıya 07.06.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş ise de, aylık bağlama şartları irdelenmeksizin verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın, yurtdışında geçirdikleri süreleri borçlanma suretiyle sosyal güvenliği açısından değerlendirebilme imkanı tanıyan yasamız, halen yürürlükte bulunan anılan 3201 sayılı Yasa’dır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçen çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilebilmesi amacıyla,çalışan sayısının yoğunluğu, ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmişlik düzeyi gibi kriterler dikkate alınarak çok sayıda devletle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ve anayasal yönteme uygun biçimde yürürlüğe konulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından şimdiye kadar Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Güney Kore, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, İtalya, KKTC, Kanada, Karadağ, Kebek, Libya, Lüksemburg, Makedonya, Norveç, Romanya, Sırbistan ve Slovakya olmak üzere toplam 28 ülkeyle Sosyal Güvenlik Sözleşmesi imzalanmış olup; davaya konu çalışmanın geçtiği Lübnan Ülkesiyle yapılmış bir sosyal güvenlik sözleşmesi ise bulunmamaktadır.
Öte yandan, Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının sigortalılık başlangıcı yönünden, bulundukları ülke ile yapılan ikili uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde açık hüküm bulunmayan veya hiç sözleşme yapılmayan ülkelerde bulunanların durumu, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre değerlendirilecektir.
İkili uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde özel hüküm bulunmayan veya sözleşme imzalanmayan ülkelerdeki çalışmalarını 3201 sayılı Yasaya göre borçlananlar yönünden sigortalılık başlangıcının ve dolayısıyla sigortalılık süresinin nasıl belirleneceği konusu ise, Anılan yasanın 5.maddesinde düzenlenmiştir.
3201 sayılı Yasanın değişiklik öncesi 5’inci madde hükmüne göre, borçlanma konusu hizmetlerinden sonra Türkiye’de tescili bulunan sigortalılar yönünden sigortalılık başlangıcı, tescil tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidilerek bulunacak tarih olacak, şayet sigortalının hiç tescili yok ise, bu halde borcun tamamen ödendiği tarihten borçlanma süresi kadar geriye gidilerek bulunacak tarih olacaktır.
Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşunda tescili bulunmaksızın, ikili sosyal güvenlik sözleşmesinde sigorta başlangıcı konusunda açık hüküm bulunan bir ülkede, anılan sözleşme hükmü çerçevesinde sigortalı olarak giriş yapan ve 3201 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle borçlanma bedelini ödeyerek hizmet kazanan Türk Vatandaşlarının sigortalılık başlangıç tarihinin, ikili uluslararası sözleşme hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
Yukarıdaki düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava konusu somut olayda; uyuşmazlığa konu olan yurtdışı çalışma süresinin Lübnan ülkesinde geçmiş olması ve anılan ülke ile aramızda sosyal güvenlik sözleşmesinin bulunmaması karşısında, davacının sigorta başlangıç tarihinin 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre Türkiye'deki sigorta başlangıç tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilmek suretiyle belirlenip, 506 sayılı Yasanın geçici 81'inci maddesinde belirtilen tahsis şartlarının tahsis talep tarihi itibarıyla tam olarak yerine getirilip getirilmediği hususu ayrıntılı şekilde irdelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY KARARI
- Hukuk Dairesi 2009/13391 E., 2010/10434 K.
“ÖZET”
506 SAYILI YASA, SGK’NA YÜKÜMLÜLÜKLER GETİREN BİR SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ VEYA TOPLULUK SİGORTASI BULUNMADIĞI TAKDİRDE KURAL OLARAK TÜRK MİLLİ SINIRLARI İÇERİSİNDE VE TÜRKİYE ‘DE TESCİLLİ İŞYERLERİ VE İŞVERENLER İLE KANUN KAPSAMINDAKİ İŞÇİLER İÇİN UYGULANABİLİR. 506 SAYILI YASANIN ÜLKE DIŞINDA MEYDANA GELEN SİGORTA OLAYLARINDA UYGULANABİLMESİ SGK’NA YÜKÜMLÜLÜKLER GETİREN SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ VEYA KISA VADELİ SİGORTA KOLLARINI DA KAPSAYAN TOPLULUK SİGORTALARI BULUNMASI HALİNDE MÜMKÜN OLABİLİR.
“İçtihat Metni”
Davacı, murisinin 09.01.2007 tarihinden geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti ile SGK 23. madde gereği gelir bağlanması gerektiğine karar verilmesini İstemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı işveren K... A.Ş.’nin tüm temyiz İtirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı SGK’nun temyizine gelince;
Dava, nitelikçe davacının murisi Ali’nin davalının işçisi olarak Irak’ta istihdam edilmek üzere Bağdat’a götürülmekte iken yolculuk sırasında bulunduğu uçağın düşmesi sonucu 09.01.2007 tarihinde gerçekleşen Ölümünün iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
İddia, savunma dosyadaki bilgi ve belgelerle dinlenen tanık beyanlarından, davacının murisi Ali’nin davalı şirketin Bağdat’daki işyerinde çalışmak üzere 34 arkadaşı ile birlikte Moldova Havayollarına ait yolcu uçağı İle Adana’dan hareket edildiği, ancak uçağın Bağdat hava alanı yakınında düştüğü, murisin ve diğer yolcuların öldüğü, gerçekleşen olayın davalı işveren yönünden “iş kazası” olduğu tartışmasızdır. Eldeki davada uyuşmazlık olayın SGK yönünden 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesine göre “iş kazası” sayılıp sayılmayacağı ve SGK’nun davacılara 506 sayılı Yasada iş kazası sigorta kolundan öngörülen yardımları yapmakla yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya İçeriğinden yurt dışında çalışmak üzere götürülmekte iken, kazaya maruz kalan işçinin uzun vadeli sigorta kolları olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası bakımından topluluk sigortasına tabi olduğu iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı topluluk sigortası yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Kamu hukuku alanına giren Sosyal Güvenlik Hukuku’nun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa, SGK’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile kanun kapsamındaki işçiler için uygulanabilir.
Başka bir anlatımla 506 sayılı Yasa’nın uygulama alanı devletin hükümranlık sahası ile sınırlı olup, ülke sınırları dışında uygulanamaz. 506 sayılı Yasa’nın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi SGK’na yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortaları bulunması halinde mümkün olabilir. Somut olayda, davacı murisinin davalı işverenin yurtdışında Irak’ta bulunan işyerine çalışmaya giderken, zararlandırıcı olaya maruz kaldığına ve Irak ile Türkiye arasında SGK’yı yükümlülükler altına sokan sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığına ve topluluk sigortası iş kazasını kapsamadığına göre olayın SGK yönünden iş kazası sayılması ve giderek SGK’nun 506 sayılı Yasa gereğince sorumlu olduğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden dava konusu olayın SGK yönünden de iş kazası sayılmasına karar verilerek “iş kazasından” SGK’da 506 sayılı Yasa gereğince sorumlu olması sonucunu doğuracak biçimde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykın olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının temyiz edenlerden İlgiliye yükletilmesine, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY KARARI
10 HD-2014/14478 Esas 2014/20381 Karar
01.07.2008-07.09.2009 tarihleri arasında davalı işveren şirketin Suudi Arabistan’da bulunan işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma süreleri ile sigorta primine esas kazanç tutarının tespiti istemine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılamada, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 7. maddesinde, işveren tarafından geçici görevle yabancı ülkelere gönderilen sigortalıların bu Kanunda yazılı hak ve yükümlerinin bu görevi yaptıkları sürece de devam edeceği belirtildikten sonra 86. maddesinde, Kurumun, 2. ve 3. maddelere göre sigortalı durumunda bulunmayanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca onanacak genel şartlarla (İş kazalariyle meslek hastalıkları), (Hastalık), (Analık), (Malûllük, yaşlılık ve ölüm) sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulmaları için, işverenlerle veya dernek, birlik, sendika ve başka teşekküllerle sözleşmeler yapabileceği, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerin yurt dışındaki iş yerlerinde çalışmak üzere giden Türk işçilerine istekleri durumunda 85. madde hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır. Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5. maddesinin (g) bendinde, ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacakları ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanacağı, bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri durumunda, 50. maddenin 2. fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmayacağı belirtilmiş, 10. maddesinde de 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri durumunda, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği hüküm altına alınmıştır. 506 sayılı Kanunun 7. ve 5510 sayılı Kanunun 10. maddeleri kapsamında sigortalı sayılabilmek için, Türkiye Cumhuriyeti ile yabancı ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi düzenlenmemiş olması, Türk işverenin iş merkezinin Türkiye’de bulunması, gerçek veya tüzel kişi Türk işverenin Türkiye’de iş yapmak koşulu aranmaksızın Türkiye’de tescil edilmiş ya da tescil edilebilir nitelikte işyerinin olması, Türk işveren ile Türk işçi arasında yabancı ülkede yerine getirilecek iş görme edimine ilişkin bireysel iş sözleşmesinin Türkiye’de yapılması, Türk işçinin işbu yazılı veya sözlü hizmet sözleşmesinin Türk işçiye yüklediği iş görme ediminin yerine getirilmesi gereği olarak yurt dışında yaşamasının sürekli olmayıp geçici nitelik taşıması gerekmektedir. Anılan maddelerde “geçici görev” kavramı bakımından herhangi bir süre sınırlaması öngörülmediğinden, görevin geçici mi yoksa sürekli mi olduğunun belirlenmesinde her somut olayın özelliği, bu yönde hizmet akdinin sigortalıya yüklediği iş görme ediminin niteliği, iş süresini belirlemeye ilişkin iş hayatının olağan akışı ve Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, Kocaeli Emniyet Müdürlüğünce gönderilen davacının yurt dışına çıkış ve yurda giriş kayıtlarına, davacının pasaportundaki yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerine, banka havalesi dekontlarına, bilgi ve görgülerine başvurulan tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre, 05.01.2009-07.09.2009 döneminde hizmet akdine tabi çalışma olgusunun kanıtlanmış olmasına rağmen, ülkemiz ile Suudi Arabistan arasında akdedilmiş sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığı belirgindir. Şu durumda, 05.01.2009-07.09.2009 dönemine ilişkin olarak, hizmet tespiti yönünden 5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin (g) bendi ile 10. maddesi kapsamında, sigorta primine esas kazanç bakımından ise yazılı belgeler kapsamında yöntemince irdeleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SGK UYGULAMALARINDAKİ ELEŞTİRİLER :
Sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri, bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde ise Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile diğer şartlar aranmaksızın haklarında genel sağlık sigortası primi hariç isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanmaktadır.
SGK, 5/g sigortalılarına diğer sigortalılara sağladığı son bir yıl içerisinde 90 gün sigortası varsa 90+9 gün daha sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını vermemektedir.
5/g kapsamında yer alan yurt dışında çalışan işçilere verilen sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil sağlık hizmetlerinden yararlandırılma hakkı SGK’ ca ellerinden alınmaktadır.
Buna gerekçe olarak da bu sigortalıların zorunlu sigortalı olmamasını göstermektedir.
5510 s. K nın “Sigortalılığın Zorunlu Oluşu Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Sicil Numarası” başlıklı 92. maddesinde; “Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir” denilmektedir.
Yani 5510 sayılı Kanun’un 92. maddesi; “Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur” diyerek tartışmaya yer vermeyecek şekilde Genel Sağlık Sigortası kapsamındaki kişilerin zorunlu sigortalı olduğunu vurgulamıştır.
5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı Sayılanlar” başlıklı 4. maddesi ile “Bazı Sigorta Kollarının Uygulanacağı Sigortalılar” başlıklı 5. maddesi zorunlu sigortalı olanları hüküm altına almıştır.
Yine 5510 sayılı Kanun’un 5. maddesinin g fıkrasında ise; “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50’nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır.
Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz. Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.” denilerek bu bend kapsamında yurt dışına işçi olarak götürülen işçilerimizin kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası) ile genel sağlık sigortasına zorunlu olarak tabi oldukları, isterlerse uzun vadeli sigorta kollarına isteğe bağlı prim ödeyecekleri hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Kanun genel olarak sigortalılarını 9 ayrı alanda sigortalamaktadır. Bazı sigortalılarını tüm sigorta kollarına (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malullük, yaşlılık, ölüm, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası) tabi tutarken bazı sigortalılarını ise bu 9 sigorta kolundan bir kaçına tabi tutabilmektedir.
5/g kapsamında yurt dışına götürülen işçiler ise Kısa vadeli sigorta kollarının tamamı ile Genel Sağlık Sigortasına tabi olmak zorundadırlar.
Dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 5/g kapsamına yer alan kişilerin zorunlu sigortalı olmadıkları gerekçesi ile 5510 sayılı Kanun’un “Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları” başlıklı 67. maddesinde; “60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar, zorunlu sigortalıklarının sona erdiği tarihten itibaren on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanırlar. Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar.” Hükmü ile kendilerine verilen haklarının ellerinden alınmasının hukuki olmadığına ilişkin görüşler bulunmaktadır.
Yorum Gönder