Meslek Hastalığından Doğan Maddi Tazminat Davasında Pasif Dönem Zararı
• MESLEK HASTALIĞI SONUCU MALULİYET
( Maddi ve Manevi Tazminat İstemi – Hesaba Esas Asgari Geçim İndiriminin Açık Şekilde Raporda Belirtileceği/Davacının Pasif Dönem Zararının Hesaplanmasında Asgari Geçim İndirimsiz Asgari Ücretin Gözetildiği Denetime Elverişli Hesap Raporu Alınarak Karar Verileceği )
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ
( Meslek Hastalığı Sonucu Maluliyetten Kaynaklı – Hükme Esas Hesap Raporunda Asgari Geçim İndiriminin Ne Şekilde Hesap Edildiğinin Rapor İçeriğinde Belirtilmediği Gibi Pasif Dönem Zarar Hesabı Yapılırken Asgari Geçim İndiriminin de Hesaplamaya Dahil Edilmesi Doğru Olmadığı )
• PASİF DÖNEM ZARARI
( Meslek Hastalığı Sonucu Maluliyetten Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat İstemi – Davacının Pasif Dönem Zararının Hesaplanmasında Asgari Geçim İndirimsiz Asgari Ücretin Gözetildiği Denetime Elverişli Hesap Raporu Alınacağı )
193/m.32
ÖZET : Dava; meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, hükme esas hesap raporunda, asgari geçim indiriminin ne şekilde hesap edildiğinin rapor içeriğinde belirtilmediği gibi pasif dönem zarar hesabı yapılırken asgari geçim indiriminin de hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; hesaba esas asgari geçim indiriminin açık şekilde raporda belirtilmesi ile davacının pasif dönem zararının hesaplanmasında asgari geçim indirimsiz asgari ücretin gözetildiği denetime elverişli bir hesap raporu alınarak, dosyadaki tüm deliller ile birlikte davacı tarafın temyizinin bulunmadığı dikkate alınarak, bu hususun davalı taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu ve diğer usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir sonuca varmaktan ibarettir.
DAVA : Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR :
1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- )Dava, meslek hastalığı sebebiyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının meslek hastalığı sonucu % 19,20 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve meslek hastalığının oluşumunda davacının kusursuz olduğu anlaşılmaktadır.
Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş göremezlik oranı, kusur dağılımı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneği gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının işçinin kaza tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; 60 yaşına kadar ( aktif ) dönemde, bilinen son kazancının yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulması suretiyle, 60 yaşından sonra da PMF tablosuna göre bakiye ömrüne kadar ( pasif ) olan dönemde ise asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın hesaplanacak net asgari ücretle elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Sigortalının pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınması gereken ücretin açıklanması gerekmektedir. Gerçekten 1.1.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5615 Sayılı Kanun’un 2.maddesiyle değişik 193 Sayılı gelir vergisi kanununun Asgari geçim indirimi başlıklı 32. maddesine göre “Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5’i dir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103. maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. Öte yandan, pasif devre de herhangi bir işte çalışılmasa bile, sigortalının salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesinin ekonomik bir değer taşıması sebebiyle bundan yoksun kalan bakımından bir zarar oluşacağı ve bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin asgari ücret olduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer bir deyişle pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Bu duruma göre ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Somut olayda, hükme esas hesap raporunda, asgari geçim indiriminin ne şekilde hesap edildiğinin rapor içeriğinde belirtilmediği gibi pasif dönem zarar hesabı yapılırken asgari geçim indiriminin de hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; hesaba esas asgari geçim indiriminin açık şekilde raporda belirtilmesi ile davacının pasif dönem zararının hesaplanmasında asgari geçim indirimsiz asgari ücretin gözetildiği denetime elverişli bir hesap raporu alınarak, dosyadaki tüm deliller ile birlikte davacı tarafın temyizinin bulunmadığı dikkate alınarak, bu hususun davalı taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu ve diğer usulü kazanılmış haklar da gözetilerek bir sonuca varmaktan ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davalıya iadesine, 25.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yorum Gönder