BLOG

  • Ana Sayfa
  • Blog
  • GERÇEK ÜCRETİN TESPİTİ KONUSUNDA YARGITAY KARARI
image
03Kas

GERÇEK ÜCRETİN TESPİTİ KONUSUNDA YARGITAY KARARI

T.C. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/2349 K. 2012/3309 T. 27.2.2012

• SİGORTA PRİMLERİNE İLİŞKİN TESPİT DAVASI ( Primlerin Gerçek Maaş Üzerinden Yapılması Gerektiğinin Tespiti/Ücretin İspatı Konusunda Hizmet Tespit Davalarındaki Gibi İspat Genişliği Bulunmadığı/Yazılı Delil Aranması Gerektiği )
• ÜCRETİN İSPATI KONUSUNDA YAZILI DELİL ARANMASI ( Kanunda Belirtilen Sınırı Aşan Ücret Alma İddialarının Yazılı Delille Kanıtlanacağı/Tanık Dinlenemeyeceği - Tanık Delilinin Ancak Yazılı Delil Başlangıcı Bulunması Durumunda Dinlenebileceği )
• ÖNCEKİ YILLARA DAİR AYLIK ÜCRETLER ( Yerel Mahkemece Oranlama Hatası Yapıldığı - Asgari Ücretin 3.1 Katı Üzerinden Prime Esas Kazancın Belirlenemeyeceği - Davalı Şirketin Ödemelerini Gösteren Defter ve Kayıtların İncelenmesi Gereği )
• DAVALI ŞİRKETİN YAPMIŞ OLDUĞU MAAŞ ÖDEMELERİN TESPİTİ GEREĞİ ( Şirketin Giderleriyle Ödemelerini Gösterir Defter ve Kayıtların Banka Kayıtları Üzerinden de İnceleme Yapılması Gereği - Maaş Ödemelerinin Tespiti/Yazılı Delil Aranacağı )
• TANIK DELİLİ ( Ücretin İspatı Konusunda Tanık Delili Dinletilebilmesi için Yazılı Delil Başlangıcı Bulunması Gereği )
4857/m. 39
5510/m.3,4
4857/m. 32
506/m. 78
ÖZET : Dava, davacının sigorta primlerinin gerçek maaşı üzerinden yapılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü kanıtla ispatlanabilme olanağı bulunmakla birlikte ücretin ispatı konusunda aynı genişlikte bir serbestlik söz konusu değildir ve değinilen 288`inci maddede yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. 506 Sayılı Kanunun "Günlük kazanç sınırları" başlığını taşıyan 78`inci maddesinde, bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırının, 4857 Sayılı İş Kanununun 39`uncu maddesine göre 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgari ücret olduğu, üst sınırının ise günlük asgari ücretin 6,5 katı olduğu açıklandıktan sonra günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılarla ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançlarının alt sınır üzerinden hesaplanacağı hüküm altına alındığından, hizmet tespiti davalarında günlük kazancın alt sınırı, söz konusu 288`inci maddede belirtilen sınırı aştığı takdirde ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte herhangi bir önemi kalmamaktadır. Eldeki davada, Önceki yıllara dair aylık ücretleri yönünden ise oranlama yapılmak suretiyle asgari ücretin 3.1 katı üzerinden prime esas kazancın belirlenmesi hatalıdır. Bu dönem yönünden, davalı şirketin giderleriyle ödemelerini gösteren defter ve kayıtlarıyla banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacıya 27.1.1997 - 31.12.2003 döneminde yapılan maaş ödemeleri tespit edilmeli, yazılı delil bulunmaması halinde bu döneme dair talep reddedilmelidir.
DAVA : Dava, davacının sigorta primlerinin gerçek maaşı üzerinden yapılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ayşe Barutçu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı, davalı şirketin Adana`daki işyerinin bölge müdürlüğü görevini yerine getirdiğini, primlerinin gerçek maaşı üzerinden yatırılması gerekirken, asgari ücret üzerinden yatırıldığını belirterek, primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 2004 yılında aylık net 950,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmek suretiyle brüt ücreti belirlenmiş ve 2004 yılı asgari ücrete oranlanmak suretiyle, asgari ücretin 3.1 katı ücretle çalıştığı belirlenerek. 27.1.1997 - 6.10.1994 tarihleri arasındaki dönemde eksik ödenen prim miktarı 13.008,77 TL olarak hesap edilmiştir.
506 Sayılı Kanunun 77. maddesine göre, işveren tarafından ödenen/ödenmesi gereken primlerin tutarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın saptanmasında, gerçek ücretin esas alınması zorunludur. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 3`üncü maddesinde ücret. 4`üncü maddenin 1. fıkrasının ( a ) ve ( c ) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak parayla ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 Sayılı İş Kanununun 32`nci maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve parayla ödenen tutar olarak tarif edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan H.U.M.K.nun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma ( ibra ) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289`uncu maddesinde. 288`inci madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292`nci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir.
Buna göre: hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü kanıtla ispatlanabilme olanağı bulunmakla birlikte ücretin ispatı konusunda aynı genişlikte bir serbestlik söz konusu değildir ve değinilen 288`inci maddede yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin: hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işverenin veya sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. 506 Sayılı Kanunun "Günlük kazanç sınırları" başlığını taşıyan 78`inci maddesinde, bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırının, 4857 Sayılı İş Kanununun 39`uncu maddesine göre 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgari ücret olduğu, üst sınırının ise günlük asgari ücretin 6,5 katı olduğu açıklandıktan sonra günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılarla ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançlarının alt sınır üzerinden hesaplanacağı hüküm altına alındığından, hizmet tespiti davalarında günlük kazancın alt sınırı, söz konusu 288`inci maddede belirtilen sınırı aştığı takdirde ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte herhangi bir önemi kalmamaktadır. Nitekim Yargıtay H.G.K.`nun 29.6.2005 gün ve 2005/21-409 Esas, 2005/413 Karar sayılı, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas, 2010/524 Karar sayılı, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas, 2010/525 Karar sayılı ilamlarında aynı yaklaşım ve görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacının sunmuş olduğu, 2004 yılı Ocak, Haziran, Temmuz aylarında 900.000.000 ( 900,00 TL ) Ağustos ayında 950.000.000 ( 950,00 TL ) olduğuna dair ödeme makbuzlarının bulunduğu, yine kesinleşen işçilik alacakları dosyasında işten ayrılmadan önceki son net aylığının ( Ekim ayı ) 950,00 TL olduğu kabul olunarak işçilik alacaklarının hesap edildiği anlaşılmakla, 2004 yılında Ocak-Temmuz dönemi aylığının 900,00 TL, Ağustos-Ekim dönemi 950,00 TL olduğu gözetilerek belirli olan miktar üzerinden eksik ödenen prim ücretinin belirlenmesi gerekir. Önceki yıllara dair aylık ücretleri yönünden ise oranlama yapılmak suretiyle asgari ücretin 3.1 katı üzerinden prime esas kazancın belirlenmesi hatalıdır. Bu dönem yönünden, davalı şirketin giderleriyle ödemelerini gösteren defter ve kayıtlarıyla banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacıya 27.1.1997 - 31.12.2003 döneminde yapılan maaş ödemeleri tespit edilmeli, yazılı delil bulunmaması halinde bu döneme dair talep reddedilmelidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davalılardan R... Taşımacılık ve Lojistik Tic. A Ş.`ye iadesine, 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.  

Yorum Gönder